/ Sağlık Bakanlığı 'Diyalog' Dergisi

GEBELİK VE İLAÇ

GEBELİKTE İLAÇ KULLANIMI SIKLIKLA KARŞILAŞTIĞIMIZ BİR DURUMDUR. KULLANILAN İLAÇLARIN ÇOĞU, GEBELİK SONUCUNU KÖTÜ YÖNDE ETKİLEMEMEKTEDİR. GEBE OLAN VEYA GEBE KALMA İSTEĞİ BULUNAN KADINLARA UYGUN DANIŞMA HİZMETİ VERİLEREK GEREKLİ ÖNLEMLER ALINABİLİR VE GEREKSİZ GEBELİK SONLANDIRMALARININ ÖNÜNE GEÇİLEBİLİR.

Prof. Dr. Hakan Yaralı / H. Ü. Tıp Fak. Kadın Hastalıkları ve Doğum AD.

Doğumsal anomalilerin ortalama yüzde 25’i genetik temellidir. İlaç kullanımı anomalilerin ancak yüzde 2 -3’ünden sorumludur. Yüzde 65 doğumsal anomalide ise herhangi bir neden gösterilememiştir. Bunların çoğunda muhtemelen hem genetik hem çevresel faktörler birlikte rol oynamaktadır.

Genel populasyonda major malformasyon insidansı yüzde 2 -3’dür. Eğer minor malformasyonları da katarsak bu değer yüzde 7 -10’a yükselmektedir. Yaşamla bağdaşmayan, veya düzeltilmesi için major bir cerrahi gerektiren, veya major bir disfonksiyon yaratan anomaliye major malformasyon denir. İlaç kullanımına bağlı malformasyonları bu bazal riskle karşılaştırarak değerlendirmek gerekmektedir.

İlaç teratojenitesi türe özgüdür. Örneğin talidomit fare ve ratlarda teratojenik olmadığı halde insanlar için potent bir teratojendir.

FDA (The Food and Drug Administration), gebelikte ilaç kullanımını beş katagoriye ayırmıştır.

A) Kadınlar üzerinde yapılmış kontrollü çalışmalarda, fetusa risk oluşturmadığı saptanmış ve fetal hasar yapma ihtimali uzak görünen ilaçlar. Bu kategoride çok az ilaç bulunmaktadır. Örneğin multivitaminler (megavitaminler hariç)

B) Hayvan çalışmalarında fetusa zararlı bir etki yaptığı görülmemekle birlikte kontrollü yapılmış insan çalışması bulunmayan, veya hayvan çalışmalarında zararlı etki yaptığı görüldüğü halde kontrollü insan çalışmalarında fetusa bir risk oluşturduğu görülmemiş ilaçlar. Penisilin gibi sıkça kullanılan bazı ilaçlar bu gruptandır.

C) Hem hayvan hem de insanlarda yapılmış yeterli çalışma bulunmayan veya hayvanlarda teratojenik olduğu gösterildiği halde insanlarda yeterli veri olmayan ilaçlar. Bu grupta da sıkça kullanılan birtakım ilaçlar mevcuttur.

D) İnsanda fetal risk oluşturduğuna dair pozitif kanıt mevcut olduğu halde bazı durumlarda; örneğin hayati tehdidin olması halinde; daha güvenli bir ilacın olmadığı veya etkisiz olduğu ciddi bir hastalık varlığında, kar zarar oranı göz önünde bulundurularak risklerine rağmen kullanılabilecek ilaçlar.

E) Hayvan insan çalışmalarında fetal anomali yaptığı gösterilmiş, ve/veya insanlarda fetal anomali saptanmış ve kar zarar oranına bakıldığında zararlı etkisi ağır basan ilaçlar. Akne tedavisinde kullanılan isotretinoin bu gruptandır. Çok sayıda santral sinir sistemi, fasiyal, kardiyovasküler anomalilere neden olabilir.

Gestasyonu üç dönem halinde inceleyebiliriz:

1) fertilizasyondan implantasyona kadar olan dönem.

2) 2 -8 hafta arası embriyonik dönem.

3) 8. haftadan doğuma kadar geçen fetal dönem.

Bunların içinde en kritik olanı embriyonik dönemdir. 28 günde bir adet gören bayanda, son adet tarihine göre 31 -71. günler arası süre klasik teratojenik periyottur. Bu kritik dönemde organların gelişimi söz konusudur ve bu dönemde teratojenler belirgin malformasyonlara neden olurlar. Teratojene maruz kalma zamanı da önemlidir.

Organogenezisin hangi safhasında maruziyet olmuşsa, daha çok o dönemde gelişen organlar etkilenecektir. Organogenezisin erken dönemlerinde özellikle kalp anomalileri ve nöral tüp defektleri görüldüğü halde, geç dönemlerinde kulak ve damak anomalileri belirgindir. 31. günden önceki maruziyetlerde hep veya hiç kanunu söz konusudur. Ya konseptus hiç yaşamaz ya da anomali olmaksızın canlılığını sürdürür.

Gebelikte ilaç kullanımı her zaman kar zarar oranı göz önünde bulundurularak yapılmalı, gereksiz ilaç kullanımından kaçınılmalı, kullanıldığında da etkin minimum doz tercih edilmelidir.