20 Ocak 2012 / Posta Gazetesi
ERKEK KISIRLIĞI TEDAVİ EDİLEBİLİR
Anatolia Tüp Bebek Merkezi Direktörü Prof. Dr. Hakan Yaralı, sperm sayısı düşük olan ya da menide hiç spermi olmayan hastalarda kullanılacak vitamin desteğinin, ilaç tedavisinin, hormon kullanımının, operasyonun ya da beslenme şeklindeki değişikliğinin, kendiliğinden gebe kalınabilirliğe faydasının bulunmadığını söyledi.
VARİKOSEL VARLIĞINDA AMELİYAT ÇÖZÜM MÜ?
Yaralı, “Testislerden kirli kanı taşıyan toplar damarlarda genişlik olmasına varikosel demekteyiz. Eğer şiddetli ağrıya neden olan ya da elle bariz olarak fark edilebilen varikosel varlığına ilaveten sperm sayısında düşüklük varsa operasyon düşünülebilir. Ancak ıkınma ile ya da doppler ultrasonografi ile saptanan varikoselin operasyonla düzeltilmesinin kendiliğinden gebe kalınabilirliğe bir faydası bulunmamaktadır. Bu hastalarda cerrahi tedavi önerilmemektedir” diye konuştu.
MENİDE SPERM YOKLUĞU: AZOSPERMİ
Yaralı, sözlerine şöyle devam etti:
“Menide sperm bulunmaması durumuna azospermi demekteyiz. Azospermi genel toplumda yüzde 1 oranında görülürken, gebe kalmakta sıkıntı ile başvuran çiftlerin yüzde 10-15’inde görülmektedir. Azosperminin en sık nedeni, testislerde yetersiz sperm üretimi olmasıdır. Bu hastalarda yumurta toplamadan 1 gün önce, testislere mikroskop altında biopsi (mikro-TESE) yaparak sperm aramaktayız. Sperm yapımı testiste tek bir alanda olup diğer noktalarda olmayabileceğinden, yani sperm yapımı testiste homojen olmayabileceğinden, çoklu noktadan, ancak mümkün olduğunca küçük parçalar alarak, testis dokusuna zarar vermeden örnek alınmalıdır. Böylece sperm çıkma oranları artacak ve geride kalan testis dokusuna zarar verilmemiş olacaktır.”
Prof. Dr. Yaralı, bu durumda olan yaklaşık 1.500 hastaya biopsi yaptıklarını ve hastaların yaklaşık yüzde 50-55’inde sperm elde edebildiklerini, gebelik oranlarının meni spermi kullanılarak yapılan uygulamaya benzer olduğunu belirtti.
Azosperminin eşlik ettiği zor bir genetik rahatsızlık olan Klinefelter Sendromu varlığında da tüp bebek uygulaması ile gebelik şansının olduğunu belirten Yaralı, bu hasta grubunda dünyadaki en geniş 3. hasta serisine sahip olduklarını ve bu hastalardaki deneyimlerini yurtdışı saygın bir dergide yayınladıklarını belirtti. Yaralı, 80 Klinefelter Sendromlu hastaya tüp bebek yaptıklarını ve yüzde 61 oranında sperm elde edebildiklerini sözlerine ekledi. Yaralı, sözlerine şöyle devam etti:
İLK MİKROENJEKSİYON BEBEĞİ 20 YAŞINDA
“Mikroenjeksiyonun son 20 yıldır yapılmakta olduğunu ve bu yolla günümüze kadar 2.5 milyon bebeğin doğduğunu da sözlerime eklemek isterim. Önceleri bu hastalarda maalesef tedavi şansımız olamamaktaydı. Şükürler olsun ki mikroenjeksiyon yöntemi sayesinde bu hastalarımız da baba olma şansını yakalayabilmektedir. Ancak unutulmamalıdır ki, TESE yapan hekimin deneyimi çok önemlidir. Çünkü testis dokusuna zarar vermeden, çoklu noktadan örnek alınması sperm bulunma ihtimalini ve gebelik şansını arttırmaktadır.”